Meriç, Arda ve Tunca nehirleri arasında Osmanlıya 92 yıl başkentlik yapmış olan Edirne günümüze kadar gelebilmiş tarihi yapılarıyla eski eserlerini en iyi şekilde korumayı başarmış nadir illerimizden birisidir. Türkiye’yi Avrupa’ya bağlayan karayolu üzerinde olduğundan tam bir Avrupa şehri havasındadır.
Edirne'nin dolaşmak, Osmanlı tarihi konusunda hızlandırılmış bir kursa katılmakla aynı anlama geliyor. Hıdırlık, Yıldız, Çadırköşkü ve Buçuktepe kasırlarının her biri görülmeye değer. Üç Şerefeli, Ayşekadın, Kasımpaşa, Umurbey, Şahabettin Paşa, Çelebi camileri de tarih kitaplarından farklı sayfalar aralıyor.
Eski Cami, Selimiye Camii'nin hemen karşısında. Yapımı 1403-1411 yılları arasında gerçekleşmiş. Orta kubbedeki ışık feneri muhteşem.
Dünyanın en önemli yapıtlarından biri sayılan Selimiye Camii'ne ise en az iki saat ayırmakta fayda var. II. Selim'in Mimar Sinan'a yaptırdığı camiyi şehrin her noktasından görmek mümkün.
Selimiye eşsiz bir şaheser. Aydınlatmada kullanılan tüm mum ve kandillerin isleri bile bir noktada toplanmış. Paha biçilmez çinilerinin bir kısmı, Osmanlı-Rus Savaşı sırasında sökülüp Rusya'ya götürülmüş olsa da, kalanlar dudak uçuklatan cinsten. Selimiye, Mimar Sinan'ın ustalık dönemi eserlerinden; bir dünya mirası, mutlaka görülmesi gereken bir yapı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder