|
İğneada Plajları |
İki günlük ya da dilerseniz sabah erkenden gidip akşam dönebileceğiniz bir kaçamak gezi için en uygun seçeneklerden biridir İğneada. Karadeniz, Marmara ve Ege Denizi’nin çevirdiği yarımada şeklindeki Trakya’nın ne yazık ki denize kıyıları yeterince tanınmıyor. Hele hele Kırklareli’nin Karadeniz’e olan güzelim kıyıları...Oysa bu kıyılar, masmavi gökyüzü ve ormanlarıyla gizemli bir turizm cenneti. Gizli koylarıyla ve maviye çalan gökyüzüyle güney sahillerini; alabildiğince uzanan ve kumsalın bittiği yerde başlayan ormanlarıyla da Karadeniz’i kıskandıran Trakya kıyıları hâlâ keşfedilmeyen ender yerlerden biri.
İğneada Yıldız Dağları |
Limanında bol ve taze balık bulabileceğiniz gibi eşsiz doğasının koynunda sadece meyve-sebze yiyerek bile damak zevkinizi tatmin edebilirsiniz; çünkü orada hayatın size ender olarak sunduğu zamanları ve anlayışı bulursunuz. Kendinizi dinleyebileceğiniz ve çok ama çok sakin ve huzurlu bir tatil geçirebileceğiniz bir yer arıyorsanız orası kesinlikle İğneada'dır. Doğası ve kumsallarıyla yalnız ve sessiz bir kasaba olan İğneada, Kırklareli’nin ormanlarıyla meşhur Demirköy ilçesinin Yıldız Dağları’nın arasından Karadeniz’e uzanan kolu. Bağlı olduğu Demirköy ilçesine 26 km, Kırklareli il merkezine 100 km uzaklıkta.
7 gölüyle küçük bir cennetOrman ve denizin olması nedeniyle yazları bile geceleri serin bir hava hakim İğneada'da. Sadece denizi ve sahili için değilde ormanı, yeşilliği ve temiz havası içinde ziyaret edilmesi gereken bir yer.. Sınırları içinde yer alan gölleri, bol oksijenli havası, lezzetli balıkları ve kolay ulaşımı ile doğanın içinde huzurlu bir tatil yaşamak isteyenler için biçilmiş kaftan. Bulgaristan sınırına 12 km. uzaklıktaki Kırklareli'ne bağlı İğneada, villalara ve kooperatiflere ev sahipliği yapmasına rağmen doğasını da koruyabilen ender bölgelerden. Erikli, Mert, Hamam, Pedina, Saka, Sülüklü ve Ramana isimleriyle anılan ve korumaya alınan yedi gölü bulunuyor.
Denizin yosun kokusu ile ormanın çam kokusunu teneffüs ederek yürüyüyenler, hem stres atıyor hem de kumsalda dalgaların taşıdığı deniz kabuklarını da topluyorlar. Haziran-Eylül ayları arasında yoğunlaşan İğneada, kış aylarında da hafta sonu, kentten kaçanlara huzurlu bir sığınak olarak kapılarını açıyor.
İğneada Longoz Ormanları |
Demirköy ilçesine bağlı İğneada'daki longozlar, Mert Gölü, Saka Gölü ve Erikli Göl Longozu olarak anılıyor. 10'dan fazla çayın birleşerek oluşturduğu üç dere, kumsalda oluşan doğal bentler sayesinde birikiyor ve burada doğal göller meydana getiriyor. Bu göllerde biriken su, geri doğru taşıyor ve pek ender bulunan subasar ormanı oluşmasını sağlıyor. Subasar ormanı, içinde çok zengin bir canlı yaşamı barındırıyor, su kuşlarına ev sahipliği yaptığı gibi, endemik birçok bitki türünün de var olmasını sağlıyor. Longoz'daki su miktadı baharda had safhaya ulaşınca, bu kez doğal bentler yıkılıyor, zengin besinlerle yüklü alüvyon denize taşınıyor. Bu besinler, deniz yaşamının da İğneada'da çok zengin olmasını sağlıyor. Bu sayede kalkan, lüfer, istavrit ve daha bir çok balık, İğneada'yı mesken tutan balıkçılar tarafından yakalanıp sofralarımıza ulaşıyor.
Longozları bekleyen tehlikeİstanbul'a 250 kilometre uzaklıktaki İğneada, su kuşları için ülkemizde yaşayan memelilerin yüzde 53'ü için, sadece oraya özgü bitki türleri ve böcekler için, yaşam kaynağı konumunda. İrili ufaklı birçok derenin getirdiği sularla oluşan ve deniz ile longozlar arasında kalan göler, longoz ormanları için adeta bir sigorta görevi üstleniyor ve doğal bir tatlı su perdesi oluşturarak denile hemen hemen aynı seviyede olan ormanlara, alttan ve üstten tuzlu deniz suyunun alana tersine doğru deşarj olmasını önlüyor. Longoz ormanları besleyen tatlı su kaynaklarının ortadan kalkma tehlikesi var.
Eğer bu gerçekleşirse, tuzlu olan deniz suyu longoz toprağına yayılırsa, longozlarda yaşayan 544 bitkinin, 310 tür böceğin, 28 tür balığın, 46 tür memelinin, 194 tür kuşu ve 17 tür sürüngenin yaşam alanlarını kaybetmesi de kaçınılmaz.
Av merkezlerinden biri
İğneada, yaban hayatı çok zengin olan Kırklareli'nin av merkezlerinden biri konumunda. İğneada Panayır İskelesi ve Kıyıköy çevresinde geyik ve karacaya rastlamak mümkün. Hamam ve Pedina göllerinin ziyaretçileri Bulgaristan, Rusya ve Tuna Nehri deltasından gelen ördek, kuğu ve diğer kuş türleri. Yıldız Dağları'nın sık ve gür ormanlarla kaplı olması geyik, karaca, domuz, tavşan, tilki sansar gibi hayvanların yaşamasına uygun bir ortam sağlıyor. Avcılar için de gözde bir mekan oluyor.
İğneada Parkları |
Yedigöller Milli Parkı’nı kıskandıracak güzellikteki Istranca Ormanları içinden geçilerek ulaşılan İğneada'da yaz sezonu kısa geçiyor. Haziran- eylül ayları yaz sezonu yaşayan İğneada'ya çevre ilçe ve kentlerden akın edenler eşsiz kumsalın ve temiz denizin tadını çıkarıyor. Yılın diğer aylarında kumsal oto ve moto kroscuların gözdesi
Adı İnebey'den geliyorCumhuriyet döneminden önce Kurtuluş Savaşı esnasında Yunan istilasına uğrayan İğneada, Midye-Enez hattının çizilmesiyle Yunanistan'a kalmışken Edirne'nin de kaybedilmesi sebebiyle yapılan anlaşmalarla bugünkü Trakya sınırı çizilmiş ve İğneada topraklarımızda kalmış. Cumhuriyet döneminde 1971 yılına kadar nahiye olarak yönetilen kasaba, bu tarihten sonra belediye olmuştur.İğneada'nın fethini yöneten komutanın adı İne Bey'dir. Buradaya kendi adını verir ve "İneada" adı zamanla İğneada olur
İğneada Limanları |
Alamana adı verilen büyük balıkçı tekneleri ile açık denizden yakalanan kalkan balığının yanı sıra eylülde lüfer, palamut bolluğu yaşanıyor. Orman içinde alabalık yemek ise ayrı bir güzellik. Deniz fenerinin bulunduğu sarp kayalıklar da ziyaretçileri başka bir aleme sürüklüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder